Saç Koparma Hastalığı (Trikotilomani)
Tırnak yiyen insanlara daha önceden rastlamışsınızdır. Sanırım hepimizin çevresinde bir iki kişi mutlaka vardır, tırnaklarını veya tırnak çevresindeki etleri dişler ile koparan. Saçları kopartan kişiler de var, kimisi kol veya kaşları yolmayı tercih ediyor, bazıları ise kafa bölgesindeki saçları kopartıyor.
Aslında kişi kendini kontrol edemiyor bunu yaparken. Doktorlar bu rahatsızlığı psikiyatrik bir hastalık olarak adlandırıyorlar. Ben ise bu tarz kişiler ile çok çalışma fırsatım olduğu için, “haz alma” yönünü de görme fırsatına sahip oldum. Kişilerle konuşurken bunu neden yaptıklarını soruyorum ve çoğu zaman bunu yapmak istemediklerini ama inanılmaz bir dürtü ile saçlarını koparttıklarını anlatıyorlar bana. Hatta bazıları bu durumları yönetmeyi bile becerebildiklerini paylaşıyorlardı. Ama her zaman istedikleri gibi olmuyor, dayanamayıp yine de yapıyorlar bu koparmaları…
Naifçe görünen yeni başlamış bu alışkanlıklar (özellikle saç için konuşuyorum) zamanda müdahale edilmediği taktirde kalıcı hasarlar verebiliyor ve kişilerin kafalarında saclar git gide azalmaya başlıyor ve bazen alopesi (saç kiran) otoimune rahatsızlığına benzeyebiliyor. Doğru tespitleri yapmak çok önemli, özellikle ilk aşamalarda trikotilomani hastaları bu gerçeği inkâr etmeye meylilerdir.
Tavsiyem: ufak çocuklarda bu rahatsızlık başladığında, çocuğunuzun saçlarına kalıcı hasarlar vermesini önlemek için, doktorunuza ayrıca bir tedaviye ihtiyaç olup olmadığını danışabilirsiniz, tabi çocuğun saçlarını çok kısa kesmeyi deneyebilirsiniz. Saçların boylarına ulaşamadığı için, fiziksel olarak saçları koparmaya imkân olamadığı için, zaman geçince bu alışkanlığı unutabiliyorlar.
Olgun yaşta olan ve tedaviye çok iyi cevap vermeyen kişiler için ise bu hastalık ne yazık ki daha kalıcı hasarlar yaratabilir. Kişiler zamanla daha da çok saç kopartıyorlar ve sürekli kopartılan saçların kökleri fiziksel zarar gördükleri için tekrardan geri uzayamamaya başlıyor. Kafa bölgesinde veya kaşlarda çok ciddi açılmalar başlıyor. Ve kişiler bu sefer sosyal hayatlarında kendilerini eksik (engelli) gibi hissetmeye başlıyor.
Tavsiyem: Bu tarz durumlarda medikal saç protez uygulaması gibi uygulamalar yapılabilir. Kişi kendi saçlarına ulaşamadığı için ve ayrıca medikal protezin saçlarını koparmaktan keyif (haz) almadığı için, zaman geçtikçe bu hastalık daha pasif hal alabiliyor. Burada önemli bir faktör daha var, özellikle medikal saç uygulamaları altta olan saçları kestirmeden uygulandığı için, kişi kendi saçlarını tekrardan uzatmaya şansına sahip oluyor. Eğer doktorların da uyguladığı psikiyatrik tedavi sonucunda hastalığı kontrol altına alabilirlerse, kişiler yeniden kendi saçlarına kavuşma şansına sahip olabilir.
Resimdeki örnek: Saç koparma hastalığı olan bir hanımefendinin önceki ve sonraki halleri. Çok uzun yıllardır saçlarını koparttığı için gözle görülür ve ne yazık ki çok ciddi ve kalıcı hasarlar vermiş saç köklerine. Kendisinde trikolojik seansları ile beraber medikal saç uygulaması yapıldı ve öncelikle hasarlı bölge müthiş bir saç hacmine kavuştu, aynı zamanda ise, medikal saçın altında kalan kendi saçlarına trikolojik saç terapileri yapılmaya başlandı. Kendi saçlarını tekrardan güçlendirmek ve daha sağlıklı, daha kalın telli saçların çıkmasını sağlamak için bu hybrid çalışma uygulandı.
Çalışmamız, hem müşterinin kendi saçlarının miktarının arttırmayı hem de hemen görünümü muhteşem haline getirmeyi amaçlıyor. Bu sayede kişi dış görünüşünden dolayı kaybettiği özgüveni yeniden kazanabilecek ve sosyal hayatının kalitesini arttırabilecek.
Müşterim saçlarına daha yeni kavuştu, ama şimdiden ne kadar mutlu olduğunu, kıyafetlerinin, makyajının ve sosyal aktivitelerinin değiştiğini şimdiden fark etmeye başladım. Kendisi adına çok mutluyum!
Comments